Bir uygulama, ebeveynlerin çocuklarının çevrimiçi alışkanlıklarını takip etmelerine yardımcı olmak için yapay zekayı nasıl kullanıyor?

Ülkedeki çocuklarda görülen ruh sağlığı krizinin çözümüne yardımcı olmak amacıyla yeni bir çevrimiçi araç geliştirildi.

Jama Network'ün 2019 tarihli bir araştırması, günde üç saatten fazla sosyal medyada zaman geçiren çocukların depresyon ve anksiyete gibi ruh sağlığı bozukluklarına yakalanma riskinin iki kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Balance olarak bilinen özellik, güvenlik şirketi Aura tarafından geliştirildi. Bu özellik , yapay zeka teknolojisini kullanarak çocukların çevrimiçi alışkanlıklarını ve refahını izleyen ilk özellik olarak pazarlanıyor.

CEO Hari Ravichandran, "Misyonumuz her zaman ailelerin teknolojinin getirdiği tüm zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olmak oldu," dedi. Uygulamayı oluşturma motivasyonu ise, 13 yaşındaki kızının yaşadığı akıl sağlığı krizinden sonra geldi.

"Odasından çıkmak istemiyordu, sanki yatağında yatıyordu, kalkmak istemiyordu, zorlandığı çok belliydi" dedi.

Ravichandran kızının telefonuna bakmaya karar verdi.

"Baktım ve gerçekten de her şey oradaydı. Sorduğu tüm sorular, uğraştığı tüm şeyler," dedi. "Bana göre gerçeğin aslında cihazda olduğu çok açıktı."

Ravichadran, uygulamayı oluştururken çocuk psikologları ve klinisyenler de dahil olmak üzere uzmanlardan yardım aldı.

Tıbbi ekibinin, çocukların dil kalıpları, çevrimiçi tonu, duygusal durumu ve gece aktiviteleri de dahil olmak üzere birçok şeyi analiz etmek için yapay zeka modelleri eğittiğini söylüyor.

Çocuğun başlangıç seviyesinden itibaren yapay zeka, stres veya değişen ruh hali gibi şeyleri işaret edebilen anormallikleri tespit edebiliyor.

Daha sonra ebeveynler uygulama üzerinden raporlar alacak. Amaç, ailelerin bir diyalog başlatmasını sağlamak.

Yapay zekanın yaptığı hatalar sorulduğunda Ravichadran, teknolojinin mükemmel olmadığını kabul etti.

"Her yeni teknoloji gibi, değil mi? Daha iyiye, daha iyiye, daha iyiye gitme döngüsünden geçmesi gerekiyor," dedi.

Rebecca Wilcoxson'ın 15 yaşındaki oğlu Sam, Aralık ayında ilk iPhone'unu aldı, ancak annesi bariyer istiyordu.

Wilcoxson, "Sürekli, hatta her gün, her saat değişen bu teknolojiye ayak uydurmak ebeveynler üzerinde büyük bir baskı yaratıyor" dedi.

Balance için ücretli bir klinik çalışmaya katıldı.

"Sayfayı kaydırdıkça, mesajlarındaki tonunun nasıl olduğunu açıklayacak ve ardından telefonunda geçirdiği süre boyunca en çok kullandığı uygulamaları gösterecek," dedi.

Uygulamanın oğluyla iletişim kurduğunu söyledi.

"Belki biraz daha olumsuz konuşmalar olduğunu görüyorum ve bunu birlikte bir konuşma konusu olarak kullanabiliyoruz" dedi.

Josh Golin, çocukları çevrimiçi ortamda korumayı amaçlayan bir savunuculuk grubu olan Fairplay'in başkanı. Golin, gerçek değişimin yasa koyucular ve büyük teknoloji şirketlerinden gelmesi gerektiğini söyledi.

Golin, "Çocukları daha güvende kılacak özellikleri uygulama konusunda seçim yapmak zorunda kaldıklarında, bu özellikleri uygulamaktan kaçınıyorlar çünkü bu, kârlarını olumsuz etkileyecek. Dolayısıyla, düzenlemeler çocukları koruma göreviniz olduğunu söylüyorsa, işte o zaman gerçek bir değişim görmeye başlayacağımızı düşünüyorum," dedi.

Ancak Wilcoxson daha fazla denetime ihtiyaç duyulduğu konusunda hemfikir.

"Eğer bu teknoloji şirketlerinin gelişmeye, gelişmeye devam edecek paraları varsa, o zaman nüfusumuzun en savunmasız kesimi olan çocuklarımız için bunu güvenli hale getirme fırsatları nerede?" dedi.

Balance, yapay zekayı kullanan ilk uygulamalardan biri olsa da, ebeveynlerin çocuklarının çevrimiçi aktivitelerini izlemelerine yardımcı olmayı amaçlayan Bark, Qustodio veya Norton gibi uygulamalar da bulunuyor.

Okulların yakında tekrar açılmasıyla birlikte bazı eyaletler, çocukların telefonlara erişimini tamamen engellemek için önlemler alıyor.

En az 31 eyalet ve Washington DC, okullarda öğrencilerin telefon kullanımını yasaklamalarını veya kısıtlamalarını zorunlu kılıyor.

• Cep telefonları
• Sosyal Medya
• Yapay Zeka