Infojobs araştırmasına göre, iş görüşmelerinde ruh sağlığı tabu bir konu olmaya devam ediyor.

Ruh sağlığı, son yıllarda kurumsal dünyada ilgi odağı haline geldi, ancak profesyonel hayatın en önemli anlarından biri olan iş görüşmelerinde hâlâ tabu olmaya devam ediyor. Infojobs'un Eylül ayında 600'den fazla katılımcıyla gerçekleştirdiği bir anketin verileri, adayların yalnızca %21'inin mülakat sürecinde bu konuyu ele aldığını ve çoğunun pişman olduğunu ortaya koyuyor.
Anket, konuyu gündeme getirenlerin %5'inin pişman olduğunu, %15'inin ise aslında konuşmak istediklerini ancak işe alınma şanslarını tehlikeye atma korkusuyla bundan kaçındıklarını ortaya koyuyor. Stres, kaygı ve depresyon oranlarının yüksek olduğu bir ülkede konunun önemine rağmen, çoğu kişi sessizliği tercih ediyor.
+Zona: Oyuncu Marcelo Faria'yı etkileyen teşhisi anlayın +Sarsıntı nedir ve Tom Holland neden yeni Örümcek Adam filminden ayrıldı?
Infojobs'un sahibi Redarbor Brasil'in CEO'su Ana Paula Prado'ya göre, bu davranış iş yerinde psikolojik güvenlik eksikliğiyle bağlantılı olabilir. "Birçok şirketin ruh sağlığı konusunda diyalog, destek ve kabule duyarsız kalma geçmişi, bugün bile mülakatlarda yankılanıyor. Birçok profesyonel, daha az üretken veya pozisyona uygunsuz görülmekten korkuyor," diye analiz ediyor CEO.
Bu korku, Infojobs'un önceki verileriyle de bağlantılı: 2022'de profesyonellerin %60'ı, mevcut şirketlerinde psikolojik olarak güvende hissetmediklerini bildirdi. Bu geçmiş deneyim, adayların bugün yeni fırsatlar için rekabet ederken nasıl davrandıklarını doğrudan etkiliyor.
Sonuç, çevreyle özdeşleşme eksikliğidir. İhtiyaçları ve beklentileri konusunda sessiz kalan profesyoneller, yaşam kaliteleri ve performansları için temel unsurları uyumlu hale getirmeden yeni işlere başlarlar. Bu durum hayal kırıklığına, devamsızlığa ve hatta erken işten çıkarılmaya yol açabilir.
Ana Paula, konunun tabu olarak ele alınmasının şirketlere de zarar verdiğini vurguluyor. "Ruh sağlığı işe alımlarda göz önünde bulundurulduğunda herkes dezavantajlı duruma düşer. Ancak bir şirket bu diyalog için güvenli bir ortam oluşturduğunda, kendini farklılaştırır ve özellikle değerleriyle uyumlu, kapsayıcı ve sağlıklı alanlar arayan genç nesillerden yetenekleri çeker," diye belirtiyor.
Anket ayrıca, katılımcıların %74'ünün kuruluşların ruh sağlığı girişimlerini desteklemesinin gerekli olduğuna inandığını gösteriyor. Bu veriler bir paradoksu ortaya koyuyor: Profesyoneller konuyu tartışmaktan kaçınırken, şirketlerin bu konuda net ve olumlu bir duruş sergilemesini bekliyor.
Ana Paula'ya göre bu döngüyü kırmak her iki tarafın da çaba göstermesini gerektiriyor. Şirketler için çözüm, iş ilanlarında ruh sağlığı politikalarına açıkça yer vermek veya mülakatlarda konuya değinmek gibi basit girişimlerde bulunabilir. Adaylar ayrıca kurum kültürünü de gözlemlemeli ve ruh sağlığının şirketin bakım ilkeleri arasında yer alıp almadığını değerlendirmelidir.
Yavaş yavaş engeller ortadan kalkmaya başlıyor. Şirketler artık konuya daha açık ve profesyoneller iş yerinde psikolojik bakımın öneminin daha fazla farkında. Ancak uyarı geçerliliğini koruyor: Ruh sağlığının profesyonel yaşamın doğal bir parçası olarak ele alınması korkusu devam ettiği sürece, gerçekten sağlıklı ve kapsayıcı ortamların inşası eksik kalacaktır.
IstoÉ