Amazon Yeni İnsansı Robotları Test Etmeye Hazır: Kurye Olmadan Teslimatın Geleceği mi?

Reuters'ın dün yayınladığı haber pek de şaşırtıcı olmamalı. Ya da daha doğrusu. Amazon'un insansı robotlar için yazılım geliştirmek üzere çalıştığına dair söylenti (konuya aşina bir kaynağa atıfta bulunarak Amerikan portalı The Information tarafından önceden yayınlanmıştır), Seattle devinin yapay zekanın geniş çaplı kullanımını içeren teknolojilere verdiği önem göz önüne alındığında, başlı başına bir haber değildir. Bu robotların teslimatlarda kuryelerin yerini tamamen alabileceği gerçeği, yapay zekanın iş ve insan faaliyetleri üzerindeki etkisine dair tartışmayı bir kez daha başlatıyor. Bu ilişkiye dair resmi bir onay yok ancak Reuters'a göre Amazon, şirketin San Francisco'daki ofislerinden birinde gerçek bir "insansı park"ın, daha doğrusu makinelerin, dahili olarak geliştirilen yapay zeka yazılımı ve Çinli Unitree ve Amerikan Agility Robotics gibi üçüncü taraf şirketler tarafından sağlanan donanım sayesinde karmaşık ortamlarda gezinmeleri için eğitilecekleri kapalı bir engel parkurunun inşasını tamamlıyor. İkincisi, ki bu da küçük bir ayrıntı değil, depoların içinde 35 kg'a kadar ağırlıktaki nesneleri kaldırıp taşıyabilen iki ayaklı bir android olan Digit için Jeff Bezos'un şirketiyle iş birliği yaptı.
Amazon bu nedenle teslimatların otomasyonuna doğru bir adım daha atıyor ve yeni filonun ötesinde insansı robotların yeteneklerini test ediyor, geçtiğimiz birkaç güne dayanan bir kamu gösterisi, tüm teslimat zincirinin (makineler, kuryeler ve dağıtım merkezleri) paketlerin teslimat sürelerini daha da hızlandırma amacıyla yapay zekanın önemli bir katkısından kademeli olarak nasıl faydalanacağını gösteriyor. The Information tarafından bildirilenlere göre bir sonraki hedef, robotları Amazon'un Rivian elektrikli minibüs filosuyla entegre etmek, onları gemide ağırlamak ve doğrudan müşterilerin ev (veya ofis) kapısına teslimat yapma görevini vermek. İnsansıların varlığı istihdamın geleceğini ne kadar etkileyecek? Soru meşru ancak kolay bir cevabı yok ve bu bağlamda Amazon, otomasyonun çalışanları tekrarlayan görevlerden "özgürleştirmeyi" ve daha fazla katma değere sahip faaliyetlere odaklanmalarını sağlamayı hedeflediğini tekrarlamaya devam ediyor.
Birçok içeriden kişi için açık olan şey, Amazon'un lojistiği otomatikleştirmeye yönelik geniş kapsamlı stratejisidir. Bu stratejiye, uygulaması hala deneysel aşamada olan ve ABD'de sadece Teksas ve Arizona olmak üzere iki lokasyonla sınırlı olan Prime Air drone teslimat hizmeti de dahildir. Teslimat sayısı başlangıçtaki hedeften çok daha düşüktür (tahmini birkaç bin teslimata kıyasla birkaç yüzden bahsediyoruz). Öte yandan, sadece birkaç hafta önce, ABD'deki sivil havacılığın her alanını denetleyen ve düzenleyen kurum olan FAA, Amazon'a MK30 drone'larının lityum iyon pil içeren paketleri de taşıma yetkisi verdi ve bu nedenle akıllı telefonlar, akıllı saatler, tabletler, Kindle'lar, uzaktan kumandalar ve diğer ürünler gibi tüketici elektroniği cihazlarını da yaklaşık 2,2 kg'lık yük sınırını koruyarak hava yoluyla gönderme yetkisi verdi. Geçtiğimiz Aralık ayında ise, Avrupa'da drone teslimatları için ilk uçuş testi Abruzzo semalarında başarıyla tamamlandı (Amazon'un Chieti eyaletinde bir sıralama deposu ve bir dağıtım merkezi bulunmaktadır). Bu, hizmeti okyanusun bu kıyısına getirme arzusunun hâlâ canlı olduğunun ve İtalya'nın yanı sıra Birleşik Krallık'ı da kapsadığının bir işareti.
Prime Air hizmetinin sayıları hala mütevazı olsa da, e-ticaret devinin depolarında ve lojistik merkezlerinde halihazırda istihdam edilen robotların sayısı kesinlikle farklı bir ölçekte. Çeşitli tahminlere göre, küresel olarak yaklaşık 750 binden fazla (2021'deki 350 binle karşılaştırıldığında) var ve rafları taşıma, ürün seçme ve paketleme gibi görevleri insan çalışanlarla sinerji içinde gerçekleştiriyorlar.
ilsole24ore