Solaklar Günü: Solaklar hakkında devam eden 13 efsane ve önyargı

Yaklaşık 800 milyon insan solak olarak kabul ediliyor; bu, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde onu. İnsanlık tarihi boyunca bu çoğu zaman sessiz azınlık etrafında birçok teori, önyargı ve yarı gerçek ortaya çıkmıştır. Bunlardan 13'ünü inceliyoruz:
Birinin sağlak mı yoksa solak mı olduğu yalnızca genlere bağlı değildir. İkiz ve aile çalışmaları yaklaşık %25 oranında genetik bir etki gösterse de, daha büyük bir kısmı çevre, beslenme veya stresten etkilenebilen doğum öncesi ve epigenetik faktörlerden etkilenir. Açık bir "solaklık geni" yoktur; solaklık, birçok genetik ve genetik olmayan faktörün etkileşiminden kaynaklanır.
Bu varsayım, Mozart veya Leonardo da Vinci gibi ünlü isimler tarafından sıklıkla desteklenmektedir. Ancak meta-analizler, solak insanlarda yaratıcılıkta belirgin bir üstünlüğe dair hiçbir kanıt bulamamıştır. Hatta bazı çalışmalar, sağlak insanların biraz daha yetenekli olduğunu öne sürmektedir. Ancak bu fark istatistiksel olarak önemsizdir.
Meta-analiz nedir?
Meta-analizler, bir konu veya soru üzerine yapılan çeşitli araştırmaların sonuçlarını özetleyen ve bunların anlamlılığını inceleyen istatistiksel yöntemlerdir.
Bu teorinin savunucuları, öne çıkan örneklere işaret etmeyi severler: Örneğin Ronald Reagan, Bill Clinton veya Barack Obama gibi solak ABD başkanları veya Albert Einstein (solaklığı henüz doğrulanmamış) ve Marie Curie gibi dünyaca ünlü bilim insanları. Bu isimler etkileyici görünse de, tek tek örneklerden genel bir sonuca varılamaz.
Yapılan araştırmalar, el becerisi ile zekâ veya liderlik yeteneği arasında güvenilir bir bağlantı olduğunu gösterememiştir. Dolayısıyla, solaklık ne özel entelektüel yeteneklerin ne de olağanüstü liderlik yeteneğinin garantisidir; tıpkı sağlaklığın buna engel olmaması gibi.
2013 yılında Yeni Zelanda'da yapılan bir araştırma, "Büyük Beşli" kişilik özelliklerinde sol ve sağ elini kullananlar arasında hiçbir fark bulamadı. Ancak, karma el kullanan (yani tek bir eli tercih etmeyen) kişilerin, tamamen solak veya sağlak olanlara göre biraz daha içe dönük olduklarına dair kanıtlar buldu. İlginç bir şekilde, hem sol hem de sağ elini kullananlar, solakların daha içe dönük ve deneyime açık oldukları klişesini paylaşıyordu.
Beş Büyük Kişilik Özelliği nelerdir?
Kişilik psikolojisinin "Beş Büyük" boyutu, insan kişiliğini kapsamlı bir şekilde tanımlamak için kullanılabilecek beş temel boyuttur. Bunlar şunlardır: Dışadönüklük - Bir kişinin ne kadar sosyal, aktif ve dışa dönük olduğunu tanımlar; Uyumluluk - Bir kişinin ne kadar işbirlikçi, şefkatli ve arkadaş canlısı olduğunu gösterir; Sorumluluk - Güvenilirlik, organizasyon yeteneği ve öz disiplin anlamına gelir; Nevrotiklik veya Duygusallık - Duygusal istikrarı ve strese veya olumsuz duygulara duyarlılığı ölçer; Deneyime Açıklık - Yeni deneyimleri, yaratıcılığı ve entelektüel merakı benimseme isteğini tanımlar. Bu beş boyut, birçok modern kişilik testinin temelini oluşturur ve bilimsel olarak sağlam temellere dayandığı kabul edilir.
Bazı küçük çaplı çalışmalar, solak kişilerin PLMS'den (uyku sırasında periyodik bacak hareketleri) muzdarip olma olasılığının daha yüksek olduğunu gözlemlemiştir. Bu uyku bozukluğu uykuyu bozabilir. Örneklem büyüklüğünün küçük ve temsili olmaması nedeniyle, bu bulgular henüz ön aşamadadır. Bir bağlantıyı doğrulamak veya dışlamak için daha geniş çaplı çalışmalara ihtiyaç vardır.
Bazı çalışmalar, şizofreni gibi belirli tanıların solak kişilerde daha yüksek oranlarda görüldüğünü göstermektedir. Ancak, bu bulgular genellikle klinik örneklerden elde edilmiştir ve genel popülasyona genelleştirilemez. Geniş popülasyonlu çalışmalarda ise sistematik bir ilişki bulunamamıştır.
Bunun için de bilimsel olarak sağlam bir kanıt bulunmamaktadır. Geniş çaplı çalışmalar, solaklık ile alerjilere, otoimmün hastalıklara veya kronik inflamasyona karşı artan duyarlılık arasında bir bağlantı bulamamıştır. Çevresel, yaşam tarzı ve genetik faktörler bağışıklık sistemiyle çok daha fazla ilişkilidir.
Bu iddia, 1988 yılında ABD'de yapılan bir araştırmaya dayanıyor. Bu araştırmada, solak insanların yaşam beklentisinin yaklaşık dokuz yıl daha kısa olduğu hesaplanmıştı.
Ancak, bu belirgin fark metodolojik bir yanılgıya dayanıyordu: Eski nesillerde, birçok solak insan çocukluklarında sağ ellerini kullanmak üzere yeniden eğitilmişti ve bu nedenle istatistiksel olarak sağlak kabul ediliyorlardı. Sonuç olarak, araştırmacılar ölen yaşlılar arasında daha az solak insan buldular ve bu da solak insanların daha erken öldüğü izlenimini yanlış bir şekilde yarattı.
Bu sözde kohort etkisini hesaba katan son çalışmalar, el tercihi ile yaşam süresi arasında bir ilişki olmadığını gösteriyor.
Kohort etkisi nedir?
Bilimde, kohort etkisi, insan grupları arasındaki, yaşlarından değil, doğum veya yetişme dönemlerinden kaynaklanan farklılıkları ifade eder. Bu tür etkiler, her neslin deneyimlerini ve özelliklerini şekillendiren belirli sosyal, kültürel veya teknolojik koşullar altında yaşamasından kaynaklanır.
Bu önyargı ayrımcıdır. Aslında, solak insanlara sağ elini kullananlara özgü bir dünya (makas, bilgisayar faresi, halkalı klasörler, konserve açacakları vb.) dayatan ve sonra da solak insanların günlük nesnelerle neden zorluk çektiğini merak eden, ağırlıklı olarak sağ elini kullanan toplumdur.
Popüler psikolojide ve günlük hayatta, solak insanların beyinlerinin öncelikle sağ yarım küresini kullandıkları fikri, sözde "sol baskın" olan sağ elini kullanan insanların bir yansıması olarak varlığını sürdürüyor. Bu fikir, genellikle solak insanların yaratıcılık veya sezgi gibi özel özelliklerini açıklamak için kullanılır. Mesele genellikle şu ayrımla basitleştirilir:
- Sol beyin = dil, mantık, analitik düşünme
- Sağ beyin yarımküresi = yaratıcılık, duygu, mekansal düşünme
Efsane, solak insanların otomatik olarak "sağ beyin baskınlığına" sahip olduğunu varsayar.
Aslında, sözde sağ beyin efsanesi çoktan modası geçmiş durumda: Nöropsikolojik çalışmalar, solak insanların büyük çoğunluğunda (yaklaşık %70'inde) dil hakimiyetinin, tıpkı sağ elini kullanan çoğu insanda olduğu gibi, beynin sol yarım küresinde bulunduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, solaklık beynin otomatik olarak "ters" organize olduğu anlamına gelmiyor.
Bu iddia da artık bilim tarafından çürütüldü. 2023 yılında, büyük "Sea Hero Quest" çalışması, katılımcıların bilişsel yeteneklerinin bir analizini yayınladı. Araştırmanın hedeflerinden biri, uzamsal navigasyon becerilerinin belirli kişilik özellikleriyle veya biyolojik faktörlerle (el becerisi de dahil) ilişkili olup olmadığını belirlemekti. Sonuç: Birkaç yüz bin katılımcının yer aldığı çalışma, solak kişilerin navigasyon görevlerinde önemli bir avantaja sahip olmadığını ortaya koydu.
Sporlarda solakların genel bir üstünlüğü yoktur. Ancak, toplumdaki görece nadirlikleri, tenis, eskrim veya beyzbol gibi hızlı tempolu top sporlarında taktiksel bir avantaj sağlayabilir: Sağ elini kullanan rakipler genellikle solak oyuncularla oynamaya daha az alışkındır ve bu nedenle hazırlıksız yakalanırlar.
Bu klişe genellikle insanların başarıyı doğuştan gelen özelliklere bağlaması nedeniyle ortaya çıkar. Bilim insanları veya müzisyenler gibi ünlü solakların akılda kalıcı olması, bu izlenimi pekiştirir. Yaratıcı mesleklerde solakların oranı biraz daha yüksek olsa da, bu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.
Solaklık ne bir eksikliktir ne de özel bir yeteneğin garantisidir; aksine, insan özelliklerinin çeşitliliğini gösterir. İşte sol elleriyle az çok büyük işler başarmış 13 ünlü isim:
- Napolyon Bonapart – Fransız imparatoru askerlerini demir yumrukla yönetir ve sol eliyle yazardı.
- Marie Curie – İki kez Nobel Ödülü sahibi olan Curie, bilim tarihini kolaylıkla yazdı.
- Angelina Jolie – Oscar ödüllü oyuncu, Julia Roberts, Keanu Reeves veya tesadüf eseri Jolie'nin eski kocası Brad Pitt gibi Hollywood'un sol elini kullanan birçok isminden biri.
- Pablo Picasso – Stiller arasında geçiş yapmaktan hoşlanan İspanyol sanatçı, sol elini Leonardo da Vinci kadar ustaca kullanıyordu.
- Marilyn Monroe – 1950'lerin ikonu, çoğunlukla sol eliyle yazıp çiziyordu.
- George HW Bush – Bir diğer solak ABD başkanı. İlginç bilgi: 1992 başkanlık seçimlerinde üç aday da – Bush, Bill Clinton ve Ross Perot – solaktı. Bildiğimiz gibi, Clinton'ın solaklığı galip geldi.
- Jimi Hendrix – Gitar efsanesi, Fender Stratocaster'ını ters çevirerek çalıyordu; bu da onun kendine özgü sesine kesinlikle katkıda bulunuyordu.
- Kurt Cobain de solaktı. Belki de yaratıcılık teorisinde biraz doğruluk payı vardır...
- Lionel Messi – Arjantinli futbol yıldızı, sol ayağıyla çalım atıyor ve gol atıyor; tartışmasız bir şekilde sol ayağıyla daha büyülü bir şekilde oynuyor. Bu arada, Messi'nin vatandaşı, aynı zamanda (solda) "Tanrı'nın Eli" olarak da bilinen Diego Maradona da sol ayaklıydı.
- Timo Boll – Alman spor dünyasının ünlü isimleri arasında sol ayaklı oyuncular, solak vurucu oyuncular ve solak boksörler de var: Masa tenisi yıldızı Timo Boll'un yanı sıra Toni Kroos ve Henry Maske'yi de sayabiliriz örneğin.
- Bill Gates – Microsoft'un kurucu ortağı muhtemelen artık yazmaktan çok yazıyor – ama kalemi eline aldığında sol eliyle yazıyor.
- Mark Zuckerberg – teknoloji milyarderi ve solak mı? Facebook'un kurucusu ve sosyal medya öncüsü Mark Zuckerberg de aynı iddiayı ortaya atabilir.
- Kral III. Charles – İngiliz sarayında bile yazı ve çizim sol elle yapılır; Charles tutkulu bir suluboya ressamıdır. Bu arada, İngiliz kraliyet ailesi solaklığın genler aracılığıyla nasıl aktarıldığının bir örneğidir: Charles'ın hem annesi Kraliçe II. Elizabeth hem de oğlu Prens William solaktı ve hala solaktır.
rnd