Genç kıza altı ay içinde öleceği söylendi... On yıl sonra 'mucizevi' hayatta kalması doktorları şaşkına çevirdi

Los Angeles merkezli film yapımcısı Grace Wethor, beynine baskı yapan devasa tümörü öğrendiğinde 13 yaşındaydı. Yaşaması için altı ay süre verildi.

Ancak on yıl sonra, doktorların 'mucize' olarak adlandırdığı bir vakada, olasılıklara meydan okuyarak dolu dolu ve canlı bir hayat yaşıyor.

2015 yılında baş ağrıları ve nöbetler yaşamaya başladı ve bu da onu hastaneye gitmeye yöneltti. Doktorlar beyin sapında glioma adı verilen, genellikle ölümcül olan ve çoğu zaman başarısız olan minimal tedavi seçeneklerine sahip bir tümör buldular.

Doktorlar, hayatta kalma oranı yüzde 8 olan kanserin onu öldürmesine kadar yaklaşık altı ay ömrü kaldığını söyledi.

Wethor, "Tümörümün tedavisi çok zor olduğu için hastaneden çıkabildim ve 'son altı ayımı' sevdiğim işi yaparak geçirebildim." dedi.

'İlk altı ay boyunca, bunların son aylarım olabileceğini düşündüğümde, her gün yaratıcı bir şeyler yapmayı kendime görev edindim.'

Resim yaptı, gitar çalmayı kendi kendine öğrendi ve modayı kendini ifade etmenin bir biçimi haline getirdi. Annesiyle birlikte müzeleri ziyaret etti ve bunun 'aklımı teşhisimden ve mevcut sağlık durumumdan uzak tutmak için çok önemli olduğunu' söyledi.

Hiçbir tedavi görmemiş olmasına rağmen, semptomları ( baş ağrıları, yorgunluk ve nöbetler ) sağlıklı bir farkındalık ve fiziksel sağlık dengesiyle yönetilebilir hale geldi.

'Her zaman mükemmel değil, ama vücuduma karşı değil, onunla birlikte çalışmanın yollarını buldum,' dedi. 'Çoğu gün, dolu dolu ve nispeten normal bir hayat yaşayabiliyorum... Zamanım olduğunu sanmıyorum.'

Şimdi kanser araştırmalarının savunucusu olan Wethor, kanserin büyüdüğünden korkarak MRI taramalarına giriyor. Ancak bu korkunun hayatını ele geçirmesine izin vermiyor.

Beyin sapı gliomu, beyni omuriliğe bağlayan bölgede gelişen bir tümördür ve glial hücrenin spesifik tipine bağlı olarak farklı çeşitleri olabilir.

Devamını oku

Beyin sapı, solunum, kalp hızı, yutma ve hareket gibi hayati fonksiyonların kontrolünde hayati öneme sahiptir.

Wethor'un korktuğu gibi, bu organa verilen zarar, nefes almada zorluk, yutma zorluğu ve bilişsel gerileme gibi çok çeşitli yıkıcı etkilere yol açabilir.

Beyin sapı gliomları nadirdir ve çocuklarda yetişkinlerden daha yaygındır. Her yıl yetişkinlerde yaklaşık 300 vaka ve çocuklarda 500 vaka görülür.

Aynı kanser, Başkan Joe Biden'ın oğlu Beau'da da vardı. 2013'te teşhis kondu ve iki yıl sonra öldü.

'Doktorlarım neden hayatta kaldığımı açıklayamıyor,' dedi. 'Hala tümörüm var, ama mucizevi bir şekilde büyümedi.'

Bu kanser türü için bir tedavi yöntemi bulunmadığından, düzenli olarak çektirdiği MR'da tümörün büyüdüğünü ve beynindeki baskının arttığını ne zaman göreceğini merak ediyor.

Doktorlar tümörün gelişmesine neyin sebep olduğunu, tedaviye nasıl yanıt verebileceğini, mevcut en iyi tedavi yöntemlerinin neler olduğunu veya hasta remisyona girdiğinde tümörün geri gelip gelmeyeceğini bilmiyorlar.

Wethor'un beklentileri aşan hayatta kalması, ona gençken verilen hayatta kalma şansının çok küçük olması göz önüne alındığında, adeta mucizevi bir durumdur.

'Beyin sapının karmaşık yapısı nedeniyle doktorlar bu tümörlere biyopsi yapamıyor veya ameliyat yapamıyor' dedi.

'Bu, tümörler büyümeye başladığı anda hastaya yardımcı olmak için yapılabilecek pek bir şey olmadığı anlamına geliyor; özellikle de kemoterapi ve radyasyonun da işe yarama şansı çok düşük.'

Radyasyonun etkisi çoğu zaman kısa sürelidir, kemoterapi çoğunlukla başarısız olur ve hedefe yönelik tedavi yoktur.

Çift görme, konuşma bozukluğu ve dengesizlik gibi belirtiler ortaya çıktığında kanser tedavi edilemeyecek kadar yayılmış demektir.

'Umuyoruz ki bir gün beynin bu bölgesindeki tümörlere yardımcı olabilecek bir deney veya yeni bir tedavi ortaya çıkar' dedi.

'Bazı ilerlemeler oldu ama hâlâ gidecek çok yolumuz var.'

Dışarıdan bakıldığında, beyin tümörü olduğunu kimsenin bilemeyeceğini söyledi. Ve hala baş ağrıları ve diğer semptomlar yaşasa da, yaratıcı çıkışlar bulabildi.

Kanser her an daha da kötüleşebilir ama Wethor ölümden korkmuyor.

Sosyal hizmet görevlileri ona ölmekten korkup korkmadığını sordular, ama o bunun yanlış bir soru olduğunu fark etti.

'Aslında bana sorulması gereken şey, yaşamaktan korkup korkmadığımdı. Bu gerçeklikle yaşamaktan ve başkalarının bu stres ve bilinmezlik altında ne kadar yaşayabileceğini merak etmekten korkuyor muydum?' dedi.

'Her günü bir macera olarak yaşamaya çalışıyorum çünkü beyin tümörü olsun ya da olmasın, hiç kimseye ne kadar zaman kalacağının garantisi yok ve bu deneyim bunu görmezden gelmeyi imkansız hale getirdi.'