Dünya nereye, turizm oraya!

2019 yılından sonra yaşanan pandemi, ekonomik krizler, bölgesel savaşlar ve iklim olayları nedeniyle dünya turizminde hala denge bulunmuş değil. Şu anda Türkiye’nin en çok turist aldığı ülkelerden dört tanesi savaş halinde. 2019 rakamlarını esas alırsak 7 milyon ziyaretçi gelen Rusya ile 1,5 milyon ziyaretçi gelen Ukrayna; 2,1 milyon ziyaretçi gelen İran ile 569 bin ziyaretçi gelen İsrail savaş halinde. Yani Türkiye’ye toplamda 11 milyon 225 bin ziyaretçi gönderen 4 ülke orta ve yüksek yoğunluklu savaş halinde. Dahası, en fazla ziyaretçi aldığımız ülkeler de (Almanya, İngiltere, Fransa, ABD...) vekiller aracılığıyla ya sahada savaşıyor ya da savaşa maddi veya siyasi destek veriyor.
İsrail’in ABD desteğiyle İran’a dönük büyük ölçekli, ağır saldırısı, bölgemizde bir kere daha gerilimin yükselmesine neden oldu. İran’ın da benzer sertlikte karşılık vermesi, yıkıcı ve tehlikeli bir savaş çıkma ihtimalini güçlendirdi ama bu sadece başlangıç...
Çünkü büyük ölçüde uluslararası tekeller tarafından yönetilen emperyalist devletler, halkları yavaş yavaş büyük bir savaş fikrine alıştırıyor. Tüm dünya korkunç bir şekilde silahlanıyor ve bu silahların patlayacağı aşikar. Şu anda belirsiz olan tek şey bunun nerede ne zaman olacağı.
Siyasal yaşamda kendini savaş karşıtı, özgürlükçü veya aktivist olarak tanımlayan milyonlarca insan, yaşananları günümüzdeki liderlerin otoriterliğine, çılgınlığına veya faşistliğine bağlıyor. Ancak durum bundan ibaret değil. Her dönem kendine özgü liderler ortaya çıkarır ve günümüz sosyal-siyasal-ekonomik ekosistemi de şu anki ihtiyaçlarına yanıt verebilecek liderler yaratıyor.
Bu nedenle ne ABD’de Trump bir sapmadır (Bu arada Biden’ın ondan daha iyi olduğunu kim iddia edebilir) Ne İtalya’da Meloni ne Fransa’da Sarkozy ne Macaristan’da Orban ne İsrail’de Netanyahu ne Ukrayna’da Zelensky ne de...
Almanya’da neo-nazilerin ikinci parti konumuna yükselmesi de, Alman devletinin askeri alt yapıya ve silahlanmaya 500 milyar euro harcama kararı alması da, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın, ülkesini savaşa hazır hele getirmeyi, güçlü ittifaklar yapmayı ve gelişmiş kabiliyetlerle donatmayı hedeflediklerini söylemesi de ünlü araba markası Porsche’un silah üretmeyi gündemine alması da bir sapma değildir.... Örnekler çoğaltılabilir. Sonuç olarak emperyalistler dünyayı yeni bir dönerme hazırlıyor.
İşin kötü tarafı, yeryüzünde yaşayan milyarlarca insan, dünyayı hala sağlıklı bir aklın yönettiğine, bir şekilde olayların durulup işlerin yoluna gideceğine, yaşamın olağan akışına döneceğine inanıyor. Bu nedenle tüm dünyada ürkütücü bir sessizlik hakim. Filistin’de 21. yüzyılda, tüm dünyanın gözü önünde yaşananlar da bunu teyit ediyor. Bir yandan insanlar çığlıklarla çocuklarının paramparça olmuş cesetlerini havaya kaldırırken, diğer yanda Trump, Gazze’yi bir turizm cennettine dönüştürmekten bahsediyor, orada Elon Musk ve Netanyahu ile tatil yaptığını gösteren yapay zeka videoları paylaşıyor. Ne diyor Trump o video ile? “İsrail’in istediği şartları kabul ederseniz burayı turizm cenneti yaparız, etmezseniz cehenneme dönüştürürüz.”
Artık uluslararası sistemde de, kendi üllemiz başta olmak üzere, ülkelerde de, tamamen kuralsızlık hakim. Bir ülkeyi işgal etmek, rejim değiştirmek, yağmalamak, iç savaş çıkarmak, darbe yapmak, vekiller üzerinden savaşmak, savaşırken aynı zamanda ticaret yapmak... Hepsi kuralsızlığa dahil. Rusya-Ukrayna müzakerelerine bir gün kala Rusya’daki askeri üslere yapılan saldırılar ile, İran-ABD görüşmeleri devam ederken İsrail’in İran’a saldırması, hem de aynı yöntemlerle (kara yolu araçlarıyla ülke içine drone sokup stratejik hedefleri vurmak), bu kuralsızlığın sonucu.
Şirketlerin devletleşip devletlerin şirketleştiği, savaşların, çatışmaların ve gerilimlerin tamamen tekellerin çıkarları üzerinden belirlendiği bir düzlemde, sessiz kalmak her ülkeye, her yurttaşa pahalıya patlayabilir. Dünya nereye giderse küresel turizm sektörü de oraya gidecek ve an itibariyle gidişat iyi değil.
Barışın ve insanlığın kazanması dileğiyle...
turizmekonomi