Selge Antik Kenti'nin gönüllü rehberliğini yapan mahalle sakini Yörükler, tarihi değerlere de sahip çıkıyor










Antalya'da Altınkaya Mahallesi'nde yaşayan Yörükler, Roma döneminden kalan antik tiyatro başta olmak üzere Selge Antik Kenti'ndeki tarihi kalıntıların doğal koruyuculuğunu üstleniyor, bölgeye gelen turistlere tarihin izlerini anlatıyor.
Toros Dağları'nın eteklerinde, Köprülü Kanyon Milli Parkı sınırları içinde yer alan Selge Antik Kenti, Anadolu'nun zamana meydan okuyan nadir yerleşimlerinden biri olarak dikkati çekiyor.
Yaklaşık 2 bin yıllık geçmişe sahip antik kent; tiyatrosu, akropolisi, agorası ve sütunlu caddeleriyle her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA CanlıTurizme yönelen Altınkaya Mahallesi sakinleri, el işi ürünler ve yöresel lezzetler satarak geçimlerini sağlıyor. Rafting ve safari turlarıyla bölgeye gelen ziyaretçiler, Selge'de tarihle iç içe bir deneyim yaşarken köylülerin rehberliği ve misafirperverliğiyle de karşılaşıyor.
Köprüçay üzerinde yapılan rafting turlarına katılan turistler, cip ve buggy safari ile Tazı Kanyonu, Adam Kayalar ve Selge Antik Kenti'ni kapsayan doğa ve tarih turlarına yoğun ilgi gösteriyor.
Altınkaya Mahallesi sakinleri ise bölgeye gelen turistleri en iyi şekilde ağırlamak için seferber oluyor.
Beşkonak bölgesinde turistik faaliyetleri yürüten işletme sahibi Mehmet Taş, AA muhabirine, Selge Antik Kenti ve çevresinin son yıllarda safari turlarının vazgeçilmez rotası haline geldiğini söyledi.
Beşkonak bölgesine gelen turistlere rafting dışında alternatif cip ve buggy safari ile zipline gibi çeşitli aktivitelerden oluşan turlar sunduklarını belirten Taş, "Safari turlarımızda Tazı Kanyonu, Adam Kayalar ve Selge Antik Kenti'ne gezi düzenliyoruz. Bölgemizde toplam 85 işletme faaliyet gösteriyor. Günlük hafta içi 5-6 bin, hafta sonu ise 10 bin civarında ziyaretçi ağırlıyoruz." dedi.
Taş, bölgeye en çok Rus, Alman ve yerli turistlerin rağbet ettiğini dile getirerek yıllık ortalama 1,5 milyon turiste hizmet verdiklerini kaydetti.
Bölgede rehberlik yapan Arlin Abduraımov ise Selge'yi "Mini Kapadokya" olarak tanımladıklarını ve bölgenin her geçen gün daha fazla ilgi gördüğünü vurguladı.
Haftada 2-3 kez turistlerle Selge'ye geldiklerini aktaran Abduraımov, "Fotoğraf ve video çekiyorlar, buraya gelen herkes bölgeye hayran kalıyor. Sezonda günlük 300-400 kişiyi ağırlıyoruz." dedi.
Tura katılan Rus turist Tyrina Ann ise bölgeye hayran kaldığını belirterek "Tur çok güzel, çok beğendik ama sıcaktan yorulduk. Tazı Kanyonu, Adam Kayalar ve Selge Antik Kenti'ni gezdik. İnternetten fotoğraflarına bakmıştık ama burası gözle daha güzelmiş. Memnun kaldık." ifadelerini kullandı.
Antik tiyatronun hemen yanında evi bulunan Recep Dalka ise Selge Antik Kenti'nin evinin antik kentin yanında bulunduğunu ve antik kentle iç içe yaşadıklarını anlattı.
Antik Kentin doğal koruyuculuğunu ve bekçiliğini yaptıklarını belirten Dalka, "Yörük asıllıyız, asırlardır buradayız. Eskiden hayvancılık yapıyorduk. 1980'li yıllardan sonra turizm başladı. Şimdi geçimimizi buraya gelen turistlere bir şeyler satarak sağlıyoruz. Antik tiyatromuz var, görmeye değer. Burası derli toplu hale getirilebilir, düzenlenebilir. Yine burada nekropol, akropolis, sütunlu caddesi, tapınak ve kilise kalıntıları var. Misafirler buraya safari turlarıyla geliyor. Biz de onlara hizmet etmeye çalışıyoruz. Geçimimizi temin etmeye çalışıyoruz." dedi.
Selge Antik Kenti'nin hemen yanında el işi bebek satarak harçlık kazanan Melis Öğren de okulundan dolayı kışları Manavgat'ta, yazları ise doğup büyüdüğü antik kentte, amigurumi bebek örerek aile ekonomisine katkıda bulunmaya çalıştığını kaydetti.
Antik kentte yaz tatillerinde harçlık biriktirmek için el işi örmeleri sattığını aktaran lise öğrencisi Sümeyye Nergis ise "Gelen turistlere İngilizce, Rusça, Almanca bildiğimiz kadar anlatıp, sattığımız ürünlerden okul harçlığımızı çıkarıyoruz." diye konuştu.
Mahallenin yerlisi ve geçimini turizmden sağlayan Durdu Çelik de bölgede hayvancılık ve çiftçiliğin su kıtlığı nedeniyle azaldığına dikkat çekerek "Bu köyde doğup büyüdük. Eskiden hayvancılıkla geçinirdik ama su sıkıntısı nedeniyle artık turizmden kazandığımızla geçim sağlıyoruz. Boncuk, incik, kaşık, bebek örüp satıyoruz. Köyümüzde 170 hane var. Başka gelir kaynağımız yok." ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.AA