Edebiyatın Ay kadınları

“Kitaplar, bir zamanlar bana, insanları sevmek lazım geldiğini, insanları sevince tabiatın, tabiatı sevince dünyanın sevileceğini, oradan yaşama sevinci duyulacağını öğretmiştir” diyordu Sait Faik 'Mahalle Kahvesi'nde… Yaz aylarında okumanız için birkaç kitap önermek istiyordum kaç haftadır. İlk aklıma gelen 'Ay Kadınları Amazonlar' (Say Yayınları) oldu. Bu topraklarda yaşamış efsanevi kadın savaşçıları konu alan Lyn Webster Wilde’ın kitabının yanı sıra başka hangi kitapları önerebilirim diye düşünürken Tomris’in 'Yaz Sonu' ve 'Yaza Yolculuk' kitapları aklıma geldi. Bu yakıcı yazı kadın yazarlarımızın yapıtlarıyla geçirmenizi önermek istiyorum. Umarım, bu yolculukta bana eşlik edersiniz…
Temmuz aylarında nice yazar yitirmişiz. Aralarında Halide Nusret Zorlutuna, Peride Celal, Mina Urgan’ın da bulunduğu listeye bu Temmuz’da bir kadın yazar daha eklendi. Çağımızın ay kadınlarından biriydi Pınar Kür. Toplumdaki yerleşik değerleri sarsan kitaplarıyla edebiyatımıza damgasını vurmuştu. Üniversitelerde verdiği derslerin tadını unutamıyor öğrencileri… ‘İstanbul-Hakkari Sanat Köprüsü’nde birlikteydik. Kimi zaman gözyaşlarını tutamasa da o sıcacık gülümsemesi hiç eksilmedi dudaklarından. Birikimine, duyarlığına, içtenliğine yakından tanık oldum. Tüm yapıtlarında ataerkil düzeni sorgulayan Pınar Kür, 'Yarın Yarın', 'Küçük Oyuncu', 'Bitmeyen Aşk', 'Bir Cinayet Romanı', 'Sonuncu Sonbahar', 'Cinayet Fakültesi', 'Sadık Bey' ve beş yazarın birer bölümünü yazdığı 'Beşpeşe'de ülkemizden insan portreleri çizerken, susturulan ya da suskun kalan kadınlar hep başroldeydi. Jack London, Vladimir Nabakov ve Dashiel Hammett gibi ustaların birer kitabı ve Jean Rhys’in beş yapıtının yanı sıra, Ian McEwan’ın 'The Confort of Strangers'ını 'Yabancı Kucak' adıyla dilimize kazandırdı. Kusursuz bir dil işçiliği ile… Romanlarından uyarlanmış filmler arasında Başar Sabuncu’nun 'Asılacak Kadın'ını severim. İlk kitabı 'Yarın Yarın' da Sami Güçlü tarafından sinemaya aktarıldı ama kitabın duyarlığına yaklaşamayan bir uyarlamaydı. Umarım başka kitapları da sinemacılarımızın ilgisini çekecektir.
Pınar Kür, unutulmaz izler bıraktı ardında. Tıpkı Halide Edip Adıvar, Suat Derviş, Leyla Erbil, Adalet Ağaoğlu, Sevgi Soysal, Sevim Burak, Tezer Özlü, Füruzan, Tomris Uyar, Nezihe Meriç, Duygu Asena gibi… Hepsi de birer ‘ay kadını’ olan roman ve öykü yazarlarımızı saygıyla anıyorum.
BİR GELENEĞİN HALKALARIAramızda olan değerli roman ve öykü yazarları da saymakla bitmez. İnci Aral’dan Oya Baydar’a, Ayla Kutlu’dan Latife Tekin’e, Nazlı Eray’dan Ece Temelkuran’a, Ayşe Kulin’den Elif Şafak’a, Sema Kaygusuz’dan Müge İplikçi’ye, Buket Uzuner’den Perihan Mağden’e, Işıl Özgentürk’ten Feride Çiçekoğlu’na, Şebnem İşigüzel’den Irmak Zileli’ye yüzlerce yazar… Adlarını anamadıklarım gücenmesin; köşemin sınırları birkaç isimle yetinmemi gerektiriyor. Elbette şiir, deneme, tiyatro oyunu gibi alanlarda ürün veren yazarlarımız da birer ‘ay kadını’. Onlara da başka zaman değiniriz… Hiçbirinin ‘kadın yazar’ olarak anılmaktan hoşlanmadığını biliyorum. Ama bir ortak yanları olduğu tartışma götürmez; ülkemizin acılı serüvenini anlatırken kadınların mücadelelerine ağırlık verdiler yapıtlarında. “Yaşamak Direnmektir” diyor Nalan Türeli, ülkemiz kadınlarının yaşamlarına tanıklık ederken… 'Aşk Meleğinin İşleri'nden söz açıyor Zeynep Avcı. Bir cenaze günü canı tavukgöğsü istese insanın, muhallebicide yepyeni bir aşk başlasa kim ne diyebilir? Sevgili dostum Zeynep’in bu öyküsü bir sinema filmine uyarlanmıştı. Beş yönetmenin beş öyküyle katıldığı 'Yerçekimli Aşklar' filminin Atıf Yılmaz tarafından çekilen, başrollerinden birini Nilüfer Açıkalın’ın üstlendiği 'Tavukgöğsü Kazandibi' bölümüne… Ne yazık ki, filmin bir kopyasına ulaşamıyoruz. Mimar Sinan Üniversitesi Film Arşivi ilgililerine buradan duyursam, ses verirler mi acaba?
Söz sinemadan açılmışken, sanat insanlarımızın kitaplarına değinmek istiyorum. Özellikle kadın sanatçıların yapıtlarına… Türkan Şoray’ın 'Sinemam ve Ben', Aysel Gürel’’in 'Ne Kavgam Bitti Ne Sevdalarım', Gülse Birsel’in 'Memleketi Ben Kurtaracağım', Gülriz Sururi, Nilgün Belgün, Gülben Ergen, Neşe Karaböcek, Ayşegül Aldinç’in anı kitapları, Filiz Akın’ın yemek ve güzellik sırları kitapları ilk akla gelenler… Anılardan çok bilgiye dayana kitaplar da var: sinema ve tiyatro oyuncusu, yönetmen Meltem Cumbul’un mesleki kariyerinde edindiği bilgileri, özellikle Errol Morris’in ‘Sistem’ine ilişkin deneyimlerini paylaştığı kitabı 'Bent Oyununda Fütursuz Oyunculuk' (Habitus Yayıncılık) dramatik ögelerin ve toplumsal boyutların çözümlenmesi üzerine odaklanan, oyuncu olmak isteyenlerin mutlak okuması gereken bir kitap. Mesleki deneyimlerini okurla paylaşan bir başka sanatçı da (bu kez sinema dışından) Hazal Selçuk; Timur Selçuk’un kızı. Müzikal tiyatro, hareket tiyatrosu, sanat terapisi ve psikolojik danışmanlık eğitimi alan Hazal, 'Tüneldeki Işık – Depresyon ve Kaygıyı Aydınlatmak' adlı kitabında (Yakın Yayınları) travmalarla mücadelede sanatın etkili bir araç olabileceğinin altını çiziyor. Özellikle depresyonun eşiğindeki sanatçı dostlara öneririm.
ÇILDIRTAN ÖYKÜLERFarklı disiplinleri buluşturan bir başka sanatçı da, benim çok değer verdiğim oyuncu, müzisyen ve hepsinden önemlisi yazar Nilüfer Açıkalın. İstanbul Üniversitesi Biyoloji bölümünün ardından MSÜ Devlet Konservatuvarını bitirmiş. Edebiyatla ilişkisi sinemadan önce başlamış. İlk kısa hikâyeleri 1997 yılında dergilerde yayınlanmaya başlayan Açıkalın’ın yayınlanmış 12 kitabı var. Onu, 'Zengin Mutfağı', 'Harem Suare', 'Güle Güle', 'Kara Kentin Çocukları', 'Dansöz', 'Bekleme Odası', 'Meleğin Sırları', 'Hayda Bre', 'Çekmeceler', 'Eksi Bir' gibi önemli filmlerden ve aralarında 'Kötü Yol', 'Ramo', 'Benim Hayatım', 'Yeşilçam', 'Gülcemal', 'Sakla Beni'nin de olduğu çok sayıda diziden tanıyor olmalısınız. Eğer bugüne dek yazar Açıkalın’la tanışmadıysanız şimdi tam zamanıdır. Oyunculuğu kadar yazarlığı da bu denli güçlü olan sanatçıların sayısı çok azdır dünya sinemasında.
'Başka Şarkılar' adlı bir müzik albümü de olan Açıkalın’ın 'Bıçak Sırtı', 'Çocuk Oyuncağı Değil', 'Saklı Safkan', 'Yıkık Aşklar Diyarı', 'İyiler Yalnız Gezer', 'Çatlak Zamanlar', 'Yoldan Çıkmış Öyküler', 'Çıldırtan Öyküler', 'Çakır Zamanlar', 'Hüzün Süpüren', 'Dimdik Ayakta Her An Tetikte' adlı öykü kitaplarını ve 'Karanlıkta Çok Güzelim' adlı romanını okurlarıma önermek isterim. Birini okuduğunuzda diğerlerini de okumak isteyeceksiniz. Evet, o da bir ay kadını… Hiç ödün vermeden sürdürüyor mücadelesini. Para kazanmak için yapmıyor sanatını, kendini ifade etmek için yapıyor. Hem de hiç ödün vermeksizin… 'Beklediğim Odalarda' (İthaki, 2024) kitabının aynı adlı öyküsü Sufi’nin bir dizesi ile başlıyor (Onu daha iyi anlatan başka bir söz yoktur herhalde): “İsteyerek fırtınaların yolunda dururum / tüm ölü yapraklarım savrulup yok olsun diye."
BirGün