Biyolojik annesi olmayan bebekler: Deri hücrelerinden insan yumurtaları üretildi

Bilim insanları deri hücrelerinden insan yumurtası üretmenin bir yolunu geliştirdikleri için, yakında biyolojik anneleri olmadan bebekler doğabilir. Bu yöntem, bir erkeğin deri hücrelerinden alınan DNA'nın, başka bir erkek tarafından döllenmeden önce bir donör yumurtasına yerleştirilmesine olanak tanıyor. Bazıları için bu haber bilimsel bir dönüm noktasıyken, bazıları içinse en hafif tabirle tuhaf bir şey.

Daily Mail'in haberine göre, teorik olarak bu, bir kadının DNA'sını kullanmadan çocuk sahibi olmayı mümkün kılabilir. Bu çığır açıcı gelişme, yumurta sorunları yaşayan kadınların kendi genetik çocuklarına sahip olmalarına da yardımcı olabilir.

Klinik deneylere başlamadan önce güvenlik ve etkinliğin sağlanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulurken, uzmanlar bu haberi "önemli bir gelişme" olarak nitelendirdi.

Çalışmaya katılmayan Edinburgh Üniversitesi Üreme Sağlığı Merkezi MRC Müdür Yardımcısı Profesör Richard Anderson, "Birçok kadın, kanser tedavisi de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle yumurtalarını kaybettikleri için aile kuramıyor" dedi.

Profesör Anderson, "Yeni yumurta üretebilme yeteneği önemli bir ilerleme olurdu," diyor. "Bu araştırma, deri hücrelerinden elde edilen genetik materyalin, doğru sayıda kromozoma sahip yumurta benzeri bir hücre oluşturmak için kullanılabileceğini ve bu hücrenin döllenerek erken bir embriyoya dönüşebileceğini gösteriyor. Çok ciddi güvenlik endişeleri olabilir, ancak bu araştırma daha fazla kadının kendi genetik çocuklarına sahip olmasına yardımcı olma yolunda atılmış bir adım."

Daily Mail'e göre, çocuk sahibi olmaya çalışan bazı çiftler için tüp bebek (IVF) bir seçenek olabilir. Bu tedavi, yumurtaların laboratuvar ortamında spermle döllenmesini ve elde edilen embriyonun kadının rahmine yerleştirilmesini içerir.

Ancak Daily Mail, yumurtanın kendisinde bir sorun varsa tüp bebek tedavisinin etkili olmayabileceği konusunda uyarıyor.

Önceki çalışmalar, alternatif bir yaklaşımın somatik hücre transferi adı verilen bir teknik olduğunu göstermiştir. Bu işlem, hastanın kendi somatik hücrelerinden (örneğin deri hücreleri) birinden alınan çekirdeğin bir donör yumurtasına aktarılmasını, çekirdeğin çıkarılmasını ve hücrenin işlevsel bir yumurtaya dönüşmesini sağlar.

Ancak standart yumurtalar normal kromozom sayısının yarısını (23'lük bir set) içerirken, deri hücrelerinden elde edilen hücreler iki kromozom setine (46) sahiptir. Müdahale edilmezse, farklılaşmış yumurtalar fazladan bir kromozom seti alır.

Şu ana kadar bu ekstra seti ortadan kaldıracak bir yöntem geliştirildi ve fareler üzerinde denendi, ancak henüz insanlarda denenmedi.

Ekip, yeni araştırmalarında bu sorunu "mitomeiosis" adını verdikleri bir süreci tetikleyerek ele aldı. Araştırmacılar, "Mitomeiosis, doğal hücre bölünmesini taklit eder ve bir kromozom setinin atılmasıyla sonuçlanarak işlevsel bir gamet bırakır," diye açıkladı.

Deneyler sırasında araştırmacılar 82 adet işlevsel yumurta elde etmeyi başardı ve bunlar laboratuvarda döllendi. Bunların yaklaşık yüzde dokuzu embriyonik aşama olan blastosist aşamasına ulaştı.

Ancak araştırmacılar, blastosistlerin IVF sırasında genellikle rahime transfer edildikleri zamana denk gelen bu noktadan sonra kültüre almamışlardır.

Daily Mail, bulguların yumurta sorunları olan kadınların kendi genetik çocuklarına sahip olma olasılığını öne sürdüğünü belirtirken, uzmanlar çalışmalarında bir dizi sınırlamaya dikkat çekiyor.

Bunların büyük çoğunluğunun (%91) döllenmenin ötesine geçemediğini belirtmek önemlidir. Ayrıca, birkaç blastosistte kromozomal anormallikler tespit edildi.

Buna rağmen uzmanlar, çalışmanın sonuçlarını "heyecan verici bir kavram kanıtı" olarak nitelendirdi. Southampton Üniversitesi'nde üreme tıbbı profesörü olan In Chong, "Mitomiyozit adı verilen bu çığır açıcı buluş, heyecan verici bir kavram kanıtı," diyor. "Uygulamada, doktorlar genellikle yaş veya tıbbi durumlar nedeniyle kendi yumurtalarını kullanamayan giderek daha fazla insan görüyor. Bu henüz çok erken bir laboratuvar çalışması olsa da, gelecekte kısırlık ve düşük yapma anlayışımızı değiştirebilir ve belki de bir gün başka seçeneği olmayanlar için yumurta veya sperm benzeri hücrelerin yaratılmasının önünü açabilir."