Ağaçların yıkıcı doğal afetleri önceden tahmin edebildiği gösterildi

Volkanoloji ve uydu teknolojisindeki yeni keşifler, bitkilerin şaşırtıcı yeteneklerini ortaya koydu
Volkanik patlamalar, tüm şehirleri yok edebilecek ve yüzlerce insanın ölümüne yol açabilecek en yıkıcı doğa olaylarından biridir. Sismik izleme ve yer seviyesinde analiz gibi geleneksel tahmin yöntemleri yaklaşan felaketlerin işaretlerini tespit edebiliyor, ancak bilim insanları uyarılarda bulunmak için yeni, daha doğru ve zamanında yollar arıyor. Bu yenilikçi yaklaşımlardan biri, bitki örtüsü durumu ile volkanik aktivite arasındaki ilişkiyi incelemek, özellikle de ağaç yapraklarındaki renk değişimlerinin yaklaşan bir patlamanın sinyali olarak kullanılma olasılığını incelemektir.

başlık görselinin altındaki test pankartı
Volkanik patlamaları tahmin etme bilimi uzun zamandır erken uyarı için yeni yöntemler arıyor. Son araştırmalar, atmosfer kimyasındaki değişikliklerin, özellikle karbondioksit konsantrasyonlarındaki artışların, volkanların yakınındaki bitki örtüsü üzerinde önemli etkilere sahip olabileceğini öne sürüyor. Magma yüzeye çıktıkça, CO₂ de dahil olmak üzere çevreye sızan gazlar salınır. Bu gaz ise ağaçlarda fotosentezin artmasına yardımcı olarak yaprakların daha koyu yeşil bir renge sahip olmasını sağlar.
Bu değişimler, bitki örtüsünün yeşil olma derecesini yansıtan bir gösterge olan NDVI indeksini kullanan uydu sistemleri kullanılarak kaydedilebiliyor. Bazı bölgelerde NDVI'nin artması, artan magma aktivitesinin ve yaklaşan bir patlamanın işareti olabilir.
Bu tür düşünceler ilk kez İtalya'daki Etna yanardağı üzerinde yapılan araştırmalar sırasında hayata geçirildi. Proje kapsamında bilim insanları, yer tabanlı sensörlerden elde edilen karbondioksit seviyelerine ilişkin verileri, bitki örtüsündeki değişimleri kaydeden uydu görüntüleriyle karşılaştırdı. Ekip, iki yıllık süreçte NDVI'da belirgin bir artışla birlikte karbondioksit seviyelerinde artışa dair 16 örnek kaydetti; bu, magmanın yer altına doğru hareket ettiğini gösteriyor.
Benzer örüntüler, aktif yanardağların çevredeki bitki örtüsünü etkileyen gazlar yaydığı Kosta Rika ve Panama gibi diğer bölgelerde de bulundu. Araştırmalar, uydu sistemlerinin ulaşılması zor bölgelere pahalı yer tabanlı sensörler yerleştirmeye gerek kalmadan volkanik aktiviteyi izlemek için güçlü bir araç olabileceğini gösteriyor.
Umut verici sonuçlara rağmen bilim insanları, tüm yanardağların uydular tarafından tespit edilebilecek kadar karbondioksit yaymadığını kabul ediyor. Örneğin, düşük aktiviteye sahip veya küçük emisyonlu volkanlar görüntülerde görünmeyebilir. Bu nedenle araştırmacılar erken uyarı sistemini tamamlayacak sismik aktivite veya yer seviyesindeki değişiklikler gibi alternatif sinyaller arıyorlar.
İklim bilimci Josh Fisher, ağaçların volkanik karbondioksite nasıl tepki verdiğini incelemenin yalnızca patlamaları tahmin etmenin bir yolu olmadığını, aynı zamanda küresel iklim değişikliğini anlamanın da önemli bir yönü olduğunu vurguluyor. İnsan faaliyetleri sonucu artan karbondioksit seviyeleri de bitki örtüsü üzerinde benzer bir etkiye sahip olabilir ve bu durum bilim insanlarına ekosistemlerin atmosferik değişime nasıl tepki verdiğini gözlemlemeleri için eşsiz bir fırsat sunar.
Uzmanlar, "Ağaç yaprakları gibi doğal göstergelerin uydu teknolojisiyle birleştirilmesi, volkanoloji ve çevre izleme alanında yeni ufuklar açıyor. Bu yöntemler, yalnızca olası patlamalar hakkında zamanında uyarılar sağlamayı değil, aynı zamanda jeolojik süreçler ile biyosfer arasındaki etkileşimi daha iyi anlamayı da sağlıyor" şeklinde açıklıyor.

