Alcatraz'dan kaçan üç kişinin hikayesi

Donald Trump, bu hafta Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olarak San Francisco açıklarındaki Alcatraz Hapishanesi'nin yeniden açılması ve genişletilmesi yönündeki emrine yanıt olarak, "Hiç kimse kaçamadı" dedi.

ABD'nin en meşhur hapishanesi, yaklaşık 29 yıllık bir faaliyetin ardından Mart 1963'te kapatıldı ve aradan geçen altmış yılı aşkın süre bile onu Kuzey Amerikalıların güvenlik hayal gücünden çıkaramadı. Ancak Beyaz Saray liderinin hafızasından , Frank Morris ve Anglin kardeşlerin 1962'deki kaçış hikayesi silinmiş gibi görünüyor; hatta bu hikaye, Clint Eastwood'un başrol oynadığı 1979 tarihli "Alcatraz'dan Kaçanlar" gibi filmlere bile ilham kaynağı olmuştu.

Alcatraz Adası'ndaki hapishanenin kapatılması, 1962 yılında bile tartışma konusu olmuştu. O dönemde hapishanenin koşulları kötüye gidiyordu ve bakımı için milyonlarca dolar harcanıyordu. Üç firarinin kaçışı bardağı taşıran son damla olmuş olabilir, ancak üçlünün San Francisco Körfezi'nin soğuk sularından kaçmayı başardıkları kesin olarak kanıtlanamadı.

O dönem tarihi direktör J. Edgar Hoover tarafından yönetilen FBI (37 yıl boyunca bu görevi yürütmüş ve sekiz ABD başkanına hizmet vermiştir) kaçışı ve zamanla ortaya çıkan ipuçlarını araştırmak için onlarca yıl harcadı ve sonunda soruşturmayı ABD Mareşallerine havale etti. Adalet Bakanlığı'na bağlı bu polis teşkilatının internet sitesinde, aranan firariler arasında Frank Morris, John Anglin ve Clarence Anglin'in dijital olarak yaşlandırılmış fotoğraflarını bulmak hâlâ mümkün. Bugün eğer bu kaçıştan sağ kurtuldularsa ve hala hayattalarsa, hepsi 90 yaşın üzerindedir.

11 Haziran 1962 gecesi, Frank Lee Morris ve kardeşleri John ve Clarence Anglin artık Alcatraz hapishanesindeki hücrelerinde uyumuyorlardı. Amerikan hapishane hücrelerindeki önceki görevlerinde de her zaman yapmaya çalıştıkları şeyi yaptılar: Kaçış.

O sırada 35 yaşında olan Frank Morris, kaçışın arkasındaki muhtemel beyin olarak kabul ediliyor ve 19 Eylül 1956'da Louisiana eyaletindeki Slidell'de bir bankayı soymaktan suçlu bulunup 14 yıl hapis cezasını çekmek üzere Alcatraz'a geldi. Clarence Anglin, firarından tam bir ay önce 31 yıl hapis yatmıştı ve ayrıca Şubat 1958'de Alabama'nın Columbia kentinde 15 yıl hapis cezasına çarptırılan banka soygunundan dolayı Alcatraz'da bulunuyordu. 32 yaşındaki Kardeş John, Clarence ile aynı suça ortak olduğu için 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Alcatraz'dan önce John ve Clarence Anglin, o dönem ülkenin en büyük maksimum güvenlikli hapishanesi olarak kabul edilen Kansas'taki Leavenworth Federal Hapishanesi'nden kaçmaya çalışmışlardı. Hapishanede ekmek taşımak için kullanılan büyük metal kutuların içine saklandılar, ancak hapishane fırınından geçemediler.

Öte yandan, Ocak 1960'ta Alcatraz'a giren Frank Morris'in de sicili çok sayıda firar girişimiyle doluydu ve yetkililer onun da transferini emretti. John Anglin o yılın sonunda oraya geldi ve ardından 1961'in başlarında hapishane adasına kabul edilme sırası Clarence Anglin'e geldi.

CNN'e konuşan Anglin kardeşlerin yeğeni David Widner, amcaların " hapsedilmekten hoşlanmadıklarını " ve "sahip olmadıkları daha iyi şeyler istediklerini" söyledi. Ve ne yapacaklarını bilemedikleri için onları çaldılar. "Annem ve kardeşlerim her zaman kendilerinin zamanlarının 'MacGyver'ları olduğunu söylerlerdi" diye ekledi, 80'lerin sonu 90'ların başında yayınlanan meşhur diziye atıfta bulunarak.

FBI belgeleri, ABD'nin güneyindeki Georgia kırsalında yaşayan iki kardeşe yönelik, çoğunluğu soygun veya hırsızlık olmak üzere onlarca suçlamayı ortaya koyuyor.

Üç mahkum, daha önce Amerikan hapishane sisteminde birbirlerini tanıyorlardı ve yan yana hücrelerde kalmaya karar verdiler. Bu durum, yeni bir kaçış planının oluşturulmasına yol açtı.

Geçmişteki kaçış girişimleri zaten hayal gücünün ve cesaretin bir göstergesiydi. Ancak Alcatraz'da Morris ve Anglin kardeşler daha önceki tüm planları aştılar. Lastik yağmurluklardan doğaçlama bir sal yaptılar ve hapishane berber dükkanından kalan çimento, pamuk, tutkal, boya ve saçtan oluşan yaratıcı bir karışımla üç tane kafa heykeli yaptılar.

Bu çabalar, yakından görenleri kandıramayacak, ama 1962 yılında Alcatraz'daki hücrelerde bulunan yaklaşık 250 tutukluyu saymak için gardiyanların hücrelerin yanından geçtiği uzaktan bakıldığında aldatacak kadar güvenilir olan, çok kaba insan başları yeniden canlandırmalarıyla sonuçlandı.

Kaçış için zaman yaratmak adına, hücrelerinde uyuyor oldukları yanılsaması şarttı. Ve aslında hapishane yetkilileri Frank, John ve Clarence'ın artık olması gereken yerde olmadıklarını ancak ertesi sabah anladılar . Üçlüye, kaçış planında yer alan ancak hücresinden zamanında çıkamayan bir diğer mahkum olan Allen West de yardım etti. Daha sonra üç firariyi yakalama çabalarını desteklemek için FBI'a ifade verdi.

West, planların altı ay önce, Aralık ayında, şahıslardan birinin hapishanede eski testere bıçakları bulmasıyla başladığını söyledi. Grup, buldukları malzemelerden, örneğin bozuk bir elektrik süpürgesinin motorundan yapılmış matkap/tornavida gibi doğaçlama aletler kullanarak, çatının etrafına delikler açarak hücrelerdeki havalandırma plakalarını gevşetmeye başladı, böylece duvarın bir bölümü kaldırılabilecekti.