Bilim insanları, insanların 2030 yılına kadar süper güçlere sahip olacağını ortaya koyuyor

2030 yılına gelindiğinde, hızlı teknolojik gelişmelerin insanlığı yeniden şekillendirmesi, bir zamanlar bilim kurguyla sınırlı olan yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlaması bekleniyor; insanüstü güçlerden gelişmiş duyulara kadar.

Robotik dış iskeletler yakında insanların ağır nesneleri kolaylıkla kaldırmasına olanak tanıyabilirken, akıllı gözlük ve kulaklık gibi yapay zeka destekli giyilebilir cihazlar gerçek zamanlı bilgi ve sürükleyici artırılmış gerçeklik deneyimleri sağlayabilir.

Dokuları onarabilen ve kan dolaşımı yoluyla hastalıklarla savaşabilen mikroskobik nanobotlar, sağlık sektöründe devrim yaratabilir ve insan ömrünü uzatabilir.

Geliştiriciler ayrıca kızılötesi görüşe sahip kontakt lensler ve kullanıcıların dijital nesneleri "hissetmelerini" sağlayan cihazlar üzerinde çalışıyorlar; bu da dünyayı deneyimlemenin tamamen yeni yollarının önünü açıyor.

Eski Google mühendisi Ray Kurzweil gibi teknoloji öncüleri, bu yeniliklerin insan ve makinelerin birleşmesine doğru erken adımlar olduğuna ve beyin-bilgisayar arayüzlerinin dijital zekaya doğrudan erişim sağladığına inanıyor.

Bu atılımların birçoğu halihazırda devam ederken, diğerleri henüz deneysel aşamada olup gizlilik ve güvenlik endişeleri de dahil olmak üzere önemli teknik ve etik zorluklarla karşı karşıyadır.

Yine de bu fütüristik teknolojilerin bir kısmı önümüzdeki beş yıl içinde gerçeğe dönüşebilir ve insan gücünü, bilişini ve algısını daha önce mümkün olmayan biçimlerde geliştirme potansiyeline sahip olabilir.

Kendini fütürist olarak tanımlayan Kurzweil, insan ölümsüzlüğünün temellerinin 2030 yılında atılacağını, insanın 2045 yılında ise makinelerle bütünleşeceğini iddia ediyor.

2030 yılına gelindiğinde robotik dış iskeletler, fabrikalarda devasa nesneleri kaldırmak veya askerleri savaş alanında daha güçlü hale getirmek gibi yetenekleri sayesinde insanlara süper güçler kazandırabilir.

ABD merkezli robotik şirketi Sarcos Robotics, 20'ye 1 oranında 'güç kazanımı' sağlayan bir robotik dış iskelet geliştirdi.

Bu, normal insanların uzun bir süre boyunca 200 pound'a kadar ağırlık taşıyabileceği anlamına gelir. Kıyafetin geliştirilmesi 17 yıl ve 175 milyon dolar aldı.

Diğer dış iskeletler, örneğin Alman Bionic'in 'Exia' dış iskeleti, kullanıcının hareketinden öğrenen yapay zekayı bünyesinde barındırıyor ve bu sayede kullanıcı yorulmadan büyük ağırlıkları kaldırabiliyor. Bu dış iskeletler halihazırda Alman hastanelerindeki personel tarafından kullanılıyor.

Beş yıl içinde, insanların kan dolaşımında onları sağlıklı tutacak minik 'nanobotlar' bulunabilir; bu da insanların yaralanmalardan ve hatta kanser gibi hastalıklardan hızla kurtulabileceği anlamına geliyor.

Kurzweil, 2029 yılına gelindiğinde yapay zekanın 'süper insan' haline geleceğini ve bunun da daha fazla teknolojik atılımın hızla gerçekleşmesine olanak sağlayacağını iddia etti.

Kurzweil'e göre, önümüzdeki dönemdeki çığır açıcı gelişmelerden biri, kan dolaşımı içerisinde faaliyet gösteren ve sürekli tıbbi izlemeye ihtiyaç duymadan sağlığı koruyan mikroskobik nanobotların geliştirilmesi olacak.

Kurzweil, son kitabı The Singularity Is Nearer'da 2029'dan sonra insan hayatında köklü bir dönüşüm yaşanacağını, temel ihtiyaç maddelerinin daha uygun fiyatlı hale geleceğini ve Elon Musk'ın Neuralink'ine benzer şekilde beyin-bilgisayar arayüzü gibi teknolojiler aracılığıyla insanların makinelerle bütünleşeceğini öngörüyor.

Yapay zeka alanında ChatGPT gibi araçlar da dahil olmak üzere son dönemde kaydedilen ilerlemeleri de 2005'teki öngörülerinin doğru yolda olduğunun kanıtı olarak göstererek, "yörünge açık" dedi.

Kullanıcıların çok uzak mesafeleri görmesini veya bilgisayar bilgilerini doğrudan gözlerine göndermesini sağlayan kontakt lensler 2030 yılına kadar satışa sunulabilir.

Çinli bilim insanları, yakın zamanda kullanıcıların karanlıkta görmesini sağlayan kontakt lensler geliştirdiler.

Yeni lensler, kullanıcıların hantal gece görüş gözlüklerine ihtiyaç duymadan kızılötesi ışığı görmelerini sağlıyor.

Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden Profesör Tian Xue, çalışmalarının bilim insanlarına insanlara 'süper görüş' sağlayan kontakt lensler yaratma konusunda ilham vermesini umduğunu söyledi.

İnsanlara gelişmiş duyular kazandıracak cihazlar piyasaya sürülebilir. İsveçli çokuluslu ağ ve telekomünikasyon şirketi Ericsson'un araştırmasına göre, dijital bileklikler yakında herkese dijital nesneleri 'hissetme' yeteneği kazandırabilir.

Öncü 'sibernetik organizma' tasarımcıları, insanlara insanüstü duyular kazandıran cihazları test etmeye başladı.

Girişimci, transhümanist ve kendini sibernetik organizma olarak tanımlayan Liviu Babitz, manyetik kuzeye baktığında bunu hissetmesini sağlayan 'Northsense'i yarattı.

Trans Türler Derneği'nin kurucusu Manel Munoz, kafasının üstüne iki adet 'yüzgeç' yerleştirerek havayı 'duymasını' sağladı.

Ses, kafatasından kemik iletimi yoluyla iletiliyor. Munoz, havayı 'kabarcıkların sesi' aracılığıyla duyduğunu söyledi.

2030 yılına gelindiğinde, kulaklık gibi yapay zeka destekli giyilebilir cihazlar herkesin 'dijital süper güçlere' bağlanmasını sağlayabilir ve herkes anında yanıt alabilir.

Meta, Ray-Ban gözlüklerine yapay zeka ekliyor, Google ise XR (artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik) için bir işletim sistemi tasarlıyor.

Bilgisayar bilimci Louis Rosenberg, bu yeteneklerin yapay zeka, artırılmış gerçeklik ve konuşmaya dayalı bilişimin bir araya gelmesiyle ortaya çıkacağını söylüyor.

Rosenberg, "Bunlar, vücuda takılan cihazlara yüklenen, bizim gördüğümüzü gören, duyduğumuzu duyan, bizim deneyimlediğimiz şeyleri deneyimleyen ve bize dünyamızı algılama ve yorumlama konusunda gelişmiş yetenekler sağlayan bağlam farkında yapay zeka ajanları tarafından serbest bırakılacak." şeklinde açıklama yaptı.

'Ben bu yeni teknolojik yönelime artırılmış zihniyet adını veriyorum ve 2030 yılına kadar çoğumuzun, dijital süper güçleri günlük deneyimlerimize getiren bağlam farkında yapay zeka ajanlarıyla yaşayacağını öngörüyorum.'