Binbir yüzlü Belçika şehri: elmaslar, müzeler ve eşsiz bir mimari miras

Bruges ve Gent'e seyahat ettiyseniz Bu iki Belçika şehrinin kanallarına ve barındırdığı sanatsal ve tarihi zenginliğe hayran kalmışsınızdır. Ama hala daha fazlasını istiyorsanız, kalıpları yıkan ve avangard ve yaratıcılıkta mükemmel bir şehir olan Anvers'i keşfetmenin zamanı geldi. İspanya'ya sadece iki saatten biraz fazla uzaklıktaki Rubens ve elmas şehri, muhteşem Flaman mimarisi örnekleri de dahil olmak üzere görkemli anıtlar şeklinde çok sayıda mücevhere de ev sahipliği yapıyor.

Anvers'in Büyük Pazar Meydanı

Bu 16. yüzyıldan kalma meydanı kaçırmamalısınız. Bunun nedenlerinden biri de Belediye Binası'na ev sahipliği yapması. Rönesans ve Gotik tarzlarda inşa edilen meydan, şehrin en önemli anıtlarından biri. Merkezde, devi yenen efsanevi Roma askerinin heykelinin bulunduğu Brabo Çeşmesi'ni göreceksiniz. Sürprizler bununla da bitmiyor çünkü Grote Markt'ı çevreleyen bir grup güzel lonca evi var.

Meryem Ana Katedrali

Ortaçağ evleriyle çevrili bu muhteşem mimari şaheser, tamamlanması 169 yıl sürmüştür. Dış cephesi ve göğe değiyormuş gibi görünen Kuzey Kulesi etkileyici olsa da, şehrin en çok ziyaret edilen yapılarından biri olan bu Gotik anıtın içi de bir o kadar etkileyicidir. 1537 tarihli İncil sahnelerini tasvir eden vitray pencereleri ve Rubens, Murillo ve diğer büyük sanatçıların resimlerini kaçırmayın.

Kaçırmamanız gereken Antwerp müzeleri

Seçebileceğiniz çok sayıda eser var, bu yüzden en ilgi çekici olanlardan üçünü öneriyoruz. Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi (KMSKA), Flaman Bölgesi'nin en büyük sanat müzesidir ve on bir yıl boyunca yenileme çalışmaları nedeniyle kapalı kalmıştır. 2022'de yeniden açılmasının ardından müze, modern sanat eserlerini, Flaman Primitiflerinin (Jan van Eyck ve Rogier van der Weyden gibi) eserlerini ve özellikle Barok ustası Rubens tarafından yaratılanlar olmak üzere, Anvers Barok dönemine ait sanat eserlerini sergilemeye devam ediyor.

Diğer müze ise, Anvers'in en ilgi çekici ve en büyük müzelerinden biri olan MAS (Museum aan de Stroom) . Limanda bulunan müze, kızıl Hint kumtaşı cephesi ve kavisli cam panelleriyle şehir manzarasında öne çıkıyor. Sergileri gezmenin yanı sıra, rıhtımların ve şehrin ilgi çekici panoramik manzarasını izlemek için terasına (giriş ücretsiz) çıkmanızı öneririz.

Üçüncü önerimiz, 1870 yılında müzeye dönüştürülen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınan eski bir matbaa olan Plantin-Moretusse Müzesi . Bu müzeyi kaçırmamanız için birkaç sebep: Kütüphanesindeki Gutenberg İncili'ne hayran olmak ve Rubens'in birkaç resmini görmek.

Nehrin altındaki bir tünel

Anvers, saf bir yaratıcılık örneği; her şeyin her zaman uyumlu olmadığı, ham bir elmas gibi, ama kesinlikle şaşırtıcı. Scheldt Nehri'nin içinden geçtiği için, vatandaşların bir yakadan diğerine hızla geçebilmelerini sağlayacak bir çözüm bulmaları gerekiyordu ve buldukları çözüm, bir su altı geçidi inşa etmek oldu: St. Anne Tüneli. Tünelin üzerinde, 1933'ten kalma, Avrupa'da hala çalışan en eski, baş döndürücü ahşap yürüyen merdivenler bulunuyor. Tünele asansörle de ulaşılabiliyor.

Elmas Mahallesi

Dünyanın elmas başkenti, Merkez İstasyon'a yakın bu mahallede en lüks yüzünü de sergiliyor. Bu yaya caddelerinde biraz dolaşıp, hatta elmasların nasıl kesilip parlatıldığını görmek için bir dükkana uğramanızı öneririz. Elmas ticaretiyle yakından bağlantılı bu topluluktan birçok ailenin burada yaşaması nedeniyle, geleneksel siyah takım elbiselerini giymiş, bukleli Ortodoks Yahudilere mutlaka rastlayacaksınız.

En etkileyici bina

Bu şehrin mimari açıdan bir dönüm noktası olduğunu keşfetmek için bir gün yeterli olacaktır. Anvers Limanı'ndaki elmas şeklindeki Liman İdaresi Binası (veya Liman Evi), bunun en iyi örneklerinden biridir. Dünyanın en avangart mimarlarından biri olan Iraklı mimar Zaha Hadid tarafından tasarlanmıştır .

Çok güzel bir tapınak

Bu ismi bir yere not edin, çünkü Antwerp'in Belçika'nın en avangard ve çığır açan şehri olduğunu söylediğimizde, aynı zamanda şuradan da bahsediyoruz: Belçikalı mimar Vincent Van Duysen'in şehrin en sıra dışı (ve zarif) gece hayatı mekanlarından birine dönüştürdüğü eski bir şapel olan August Bar . En iyi gece hayatı mekanlarından biri.