Unutulan alışkanlık, yeni sağlık trendi: Bu unutulan alışkanlık kaygıya karşı yardımcı oluyor

Terasımızda genellikle serçeler çoğunluktaydı, karatavuklar ve baştankaralar da düzenli olarak ziyarete gelirdi. Kızılgerdanlar bizi sık sık ziyaret ederdi ama babam, eğer ilk gören oysa, "kızılgerdan" demesinin bir bahane olduğunu düşünürdü. Ben de bunu, dışarı bakıp penceremizin önündeki hareketliliği bir süre gözlemlemem için bir işaret olarak algılardım. Bir çalıkuşu, ispinoz, kocabaş, şakrak kuşu veya hatta büyük benekli bir ağaçkakan bize uğruyorsa, babamın yüz ifadesi, jestleri ve ses tonu - "İşte, bak kocabaş!" - artık Mao-Mao oyunumuzu, kahvaltımızı veya sohbetimizi yarıda kesip VIB'nin (Çok Önemli Kuş) terasımızda ne yaptığını gözlemlememizin önemli olduğunu açıkça ortaya koyardı.

Bugün, çeyrek asır sonra, bir Alman şehrinde, günlük hayatımda, o zamanlar küçük bir kasabanın eteklerindeki ailemin evinde karşılaştığım kadar çok kuşla karşılaşmıyorum. Ama ne zaman balkonuma bir baştankara girse, penceremin dışındaki ağaçta bir saksağan görsem veya parkta kazlar ve ördeklerle vakit geçirsem, canım çektiğinde kaşınmak kadar doğal bir şekilde durup kuşları izlemek zorunda kalıyorum. Ve tıpkı kaşındıktan sonra olduğu gibi, kendimi eskisinden daha iyi hissediyorum.

Araştırmalar gösteriyor ki: Kuş gözlemciliği ruh sağlığına iyi geliyor

Farklı ülkelerde yapılan birçok araştırma, bu etkinin yalnızca benim çocukluk deneyimimden kaynaklanmadığını ve herkeste görülebileceğini öne sürüyor: Kuşları izlemek veya dinlemek sağlığımız üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir.

Hamburg'daki Helmut Schmidt Üniversitesi'nden çevre araştırmacısı Joel Methorst, Avrupa çapında yaklaşık 26.000 kişiyle yapılan anketleri değerlendirdikten sonra, "kuş çeşitliliğinin yaşam memnuniyeti üzerindeki etkisinin gelir kadar güçlü olduğu" sonucuna vardı: İdeal olarak farklı kuş türlerinin bulunduğu bir çevrede yaşamak, insanları çok para kazanmak kadar mutlu ediyor.

King's College London'dan bir araştırma ekibi, 2018 yılında yaklaşık 1.300 denek üzerinde yaptıkları çalışmada , insanların kuşlar açısından zengin bir ortamda ne kadar çok zaman geçirirlerse, kendilerini o kadar rahat hissettiklerini buldu; bu hem ruhsal olarak sağlıklı hem de depresif insanlar için geçerli.

Hamburg'daki Max Planck Enstitüsü'ndeki araştırmacılar, yaklaşık 300 katılımcıyla yaptıkları bir deneyde , sadece kuş seslerini dinlemenin bile ruhumuzu rahatlatabileceğini gösterdi: Simüle edilmiş trafik gürültülerinin stresi ve gerginliği artırdığı kanıtlanırken, kuş cıvıltıları korkuları, endişeleri ve düşünceleri azalttı.

Örneğin Polonya ve Çin'den yapılan daha ileri araştırmalar, tezi destekleyen ek kanıtlar sunuyor: Kuş gözlemciliği faydalı bir eğilimdir ve stresli, baskıcı günlük hayatımızla daha rahat ve neşeli bir şekilde başa çıkmamıza yardımcı olabilir.

Kuşların olduğu yerde dünya düzen içindedir

Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, düzenli kuş gözlemciliği tüm kış sorunlarını ortadan kaldırmaz: İster çocuk, ister ergen, ister yetişkin olun, birkaç dakikalık baştankara gözlemiyle çözülen tek bir kriz hatırlamıyorum. Ama ruh halimi iyileştirdiği için, bu büyüleyici tüylü yaratıkların zıplamasını veya etrafta dolaşmasını her izlediğimde ya da penceremin dışında cıvıldadıklarını duyduğumda bana iyi geliyor. Bana bir yuva ve güvenlik hissi veriyorlar: Kuşların olduğu yerde dünya düzenli ve güvenli bir yerdir. Olmasaydı, uçup giderlerdi.

Brigitte

#Konular